İçeriğe geç →

Sanal ve Hazır Ofis Sözleşmeleri

A) Genel Olarak Atipik/İsimsiz Sözleşmeler

            Özel hukuktaki sözleşme serbestisî ilkesi gereği kişiler emredici hükümlere, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olmamak üzere serbestçe anlaşma sağlayabilirler(AY m. 48/1 – TBK m. 26 – TBK m. 27). Bu bakımdan mevzuatta düzenlenmiş sözleşme tipleri dışında, bu sözleşme tiplerindeki unsurları barındıran ya da tamamen orijinal olan, farklı isimli sözleşmelerin düzenlenebilmesi mümkündür. Bu noktada mevzuatta doğrudan düzenlenmiş sözleşme tiplerine tipik/isimli sözleşme[1], doğrudan düzenleme bulunmayan sözleşme tiplerine ise atipik/isimsiz sözleşme[2] dendiğini belirtmekte fayda vardır.

            Mevzuatta doğrudan düzenlenmiş sözleşme tiplerinin bir bölümünü ya da tamamını içermeyen, orijinal hususlar barındıran sözleşme tiplerine kendine özgü yapısı olan(sui generis nitelikte) sözleşmeler denilmektedir[3]. Meselâ tek satıcılık sözleşmesi, franchise sözleşmesi, sulh sözleşmesi kendine özgü yapısı olan sözleşmedir.  Mevzuatta doğrudan düzenlenmiş sözleşme tiplerinin bir bölümünü veya tamamını içeren, bunları mevzuatın öngöremediği şekilde bir araya getiren sözleşmelere ise karma sözleşme adı verilmektedir[4]. Karma sözleşmeler çift tipli, birleşik/kombine, eklemli olmak üzere üç kategoride incelenmektedir.  Çifte tipli de iki tipik/isimli sözleşmenin aslî unsurları taraflar karşılıklı olarak yüklenmektedir[5]. Bu bakımdan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi çifte tipli karma sözleşmeye örnek olarak gösterilebilir. Taraflardan en az birisi tipik/isimli sözleşmelerin aslî unsurlarından en az ikisini üstlenmişse bu durumda ise birleşik/kombine tipli karma sözleşme söz konusudur[6]. Meselâ pansiyon, otelcilik sözleşmeleri bu kapsamda değerlendirilmektedir. Son olarak eklemli karma sözleşme ise tipik/isimli sözleşme unsurlarının birbirine eklenmesidir[7]. Misâl karma bağışlama, eklemli karma sözleşme niteliğindedir.

            Karma tipli sözleşmelerde, kanımca, kural olarak her bir edim için edimin karakteristik özelliğini gösteren sözleşme tipi hükümleri uygulanmalıdır[8].  Şayet karma tipli sözleşme içeriğinde bir sözleşme tipinin daha baskın olduğu aşikârsa, bu durumda kural olarak, o sözleşme hükümlerine göre incelemede bulunmakta fayda bulunmaktadır. Ayrıca gerektiği ölçüde yorum metotları, kıyas yöntemlerine başvurarak hukuk boşluğunu tamamlamak mühimdir[9].

B) Sanal Ofis ve Hazır Ofis Tanımı

            Fiziksel olarak ofis ortamının bulunmadığı; sekretarya, telefon, kargo teslim alma, iş yeri adresi gösterme, bazı sözleşme türlerinde belirli zamanlar ortak toplantı odasını kullanma gibi imkânların saplandığı ofis sözleşmesine sanal ofis denilmektedir[10]. Bu bakımdan özellikle ofis ortamına ihtiyaç duymayıp evden ya da dışarıdan çalışan işletmeler daha uygun fiyatla itibarlı konumları iş adresi gösterebilmekte, sekretarya hizmetinden faydalanabilmektedir. 

            Sanal ofis imkânlarını içermekle birlikte ayrıca fiziksel oda/odaların ve bu odaların içindeki masa, sandalye tarzında demirbaşların da kiralanmasını içeren ofis sözleşmesine ise hazır ofis adı verilmektedir[11]. Hazır ofis, mantık olarak, öğrenci apartlarına benzemektedir. Zira öğrenci apartları kurulu bir konut düzeninin mevcut olduğu ve odaların kiralandığı bir hizmetken hazır ofisler ise kurulu bir ofis sisteminin mevcut olduğu ve odaların kiralandığı bir hizmettir.

C) Sanal Ofis ve Hazır Ofis Sözleşmelerinin Hukukî Niteliği ve Uygulanacak Hükümler

            Sanal ve hazır ofis sözleşmelerinde müşteri bir bedel ödeyerek iş yeri adresi gösterme, telefonlarının sekreter tarafından karşılanması, posta/kargolarının teslim alınıp saklanması gibi çeşitli hizmetler almaktadır. Hatta hazır ofis siteminde ayrıca oda/odalar kiralanmaktadır.  Bu sebeple ortada tam iki tarafa borç yükleyen ve sürekli edimli olan bir sözleşme ilişkisi söz konusudur. Sunulan hizmetler ise bütün olarak bir sözleşme tipinin aslî unsuru olmaktan ziyade farklı sözleşme tiplerinin aslî unsurlarını içermektedir. Bu bakımdan sanal ve hazır ofis sözleşmeleri kural olarak birleşik/kombine tipli karma sözleşme niteliğindedir[12]. Bu sebeple kural olarak her edim, kural olarak, kendi tipik sözleşmesinin hükümlerine göre değerlendirilmelidir. Meselâ postanın teslim alınıp saklanması bakımından vedia sözleşmesi hükümleri, oda ve eşyaların kiralanması bakımından kira sözleşmesi hükümleri uygulanmalıdır[13].

            Sanal/hazır ofis sağlayıcısı, edimlerini yerine getirebilmek adına, personele ihtiyaç duyabilmektedir. Bu bakımdan sekretarya, temizlik, güvenlik hizmetleri için personel çalıştırıldığında, alınan hizmete göre, sağlayıcı ile personel arasındaki sözleşme tespit edilebilir. Ancak genelde bu sözleşmeler, hizmet sözleşmesi niteliğindedir. Bu personeller, sanal/hazır ofis sağlayıcısının, sanal ofis ve hazır ofis sözleşmesindeki, edimlerini yerine getirirler. Bu bakımdan üçüncü kişi yararına sözleşmeden bahsedilebilir[14]. Ayrıca aksi kararlaştırılmadığı müddetçe, ofis sözleşmesi müşterisi bu personellerden edimin yerine getirilmesini isteyebileceği için, tam üçüncü kişi yararına sözleşme söz konusu olur[15]. Son olarak bu personellerle sanal/hazır ofis müşterisi arasında kural olarak sözleşmesel ilişki söz konusu olmadığından bu personellerin aynı zamanda ifa yardımcısı olduğu unutulmamalıdır[16].

Ç) Edimlerin Sıkı Sıkıya İlişkili Olması

            Sanal ofis ve hazır ofis sözleşmeleri birden çok aslî unsur içermektedir. Bu bakımdan misâl hazır ofis sözleşmesinde müşteri sadece oda kiralamak için değil, sekretarya hizmeti almak için de hazır ofisi tercih etmektedir. Bu bakımdan her bir edim için aslî unsuru olduğu sözleşme tipine göre hareket etmek gerekirse de bu edimler birbiriyle sıkı sıkıya ilişkilidir. Eğer bu edimlerden biri hiç ya da gereği gibi ifa edilmezse karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde temerrüde ilişkin hükümler uygulama alanı bulmalıdır(TBK m. 125 – TBK m. 126).

            Kararlaştırılan edimlerden bazıları kesin hükümsüzlük ile sakat olur ve bu edimler sanal/hazır ofis sözleşmesi için önem arz ederse sözleşmenin tamamı kesin hükümsüz olmalıdır(TBK m. 27/2). Misâl sekretarya hizmeti alamayan ve sadece hazır ofis sözleşmesi kapsamında odası bulunan müşterinin, hazır ofis sözleşmesi tarafı olmasında bir hukukî yararın mevcut olduğundan bahsedilmemelidir.

D) Sanal Ofis ve Hazır Ofis Sözleşmelerinde Genel İşlem Koşulu

            Uygulamada sanal ofis ve hazır ofis sözleşmeleri düzenlenirken genel olarak önceden ofis sağlayıcısı tarafından hazırlanmış maktu belgeler kullanılmaktadır. Bu maktu belgedeki sözleşme maddeleri ise karşılıklı anlaşma olmadan müşteriye dayatılmaya çalışılmaktadır.

            Taraflardan birinin, ileride yapacağı çok sayıdaki sözleşme için, önceden tek taraflı olarak hazırladığı ve diğer tarafa sunduğu maktu hükümlere genel işlem koşulu denmektedir(TBK m. 20/1). Sanal ofis ve hazır ofis sözleşmelerinde sıkça rastlanılan genel işlem koşullarının bağlayıcı olabilmesi için karşı tarafça kabul edilmiş olması gerekmektedir. Bu bakımdan özellikle karşı tarafın menfaatine aykırı bir hüküm söz konusuysa bunun kabul edildiğinin ve tartışıldığının açıkça belirtilmesi gerekmektedir[17]. Aksi durumda söz konusu hüküm yazılmamış sayılmaktadır(TBK m. 21/1). Yine genel işlem koşulu asıl sözleşmeye, yani sanal/hazır ofis sözleşmesine, yabancı ise yazılmamış sayılır(TBK m. 21/2).

            Genel işlem koşulu açık ve anlaşılır değil ya da farklı anlamlara geliyorsa düzenleyenin aleyhine olacak şekilde yorumlanır(TBK m. 23). Genel işlem koşullarının dürüstlük kuralına uygun şekilde düzenlenmiş olması gerekmektedir(TBK m. 25).

E) Sanal Ofis ve Hazır Ofis Sözleşmelerine İlişkin Bazı Sorunlar

1. Fiilî Haciz Sorunu

            Sanal ofis ve hazır ofis sözleşmelerinde, müşteriler, sağlayıcının adresini iş yeri adresi olarak göstermekte ve ilgili kurumlara bildirmektedir. Bu bakımdan aynı adreste hem sağlayıcı hem de birden çok ofis müşterisi faaliyet göstermektedir. Bu kişilerden birine karşı icra işlemine girişilmiş olması ve fiilî haciz yapılması durumunda mahaldeki eşyaların haczedilmesi meselesi oldukça sorunludur.

            Mahalde eşyaların haczedilmesi ve hatta yediemine bırakılması durumunda eşya üzerinde bir üçüncü kişinin hak iddiası söz konusu olursa istihkaklı haciz gündeme gelmektedir[18]. Bu bakımdan İİK m. 96 vd. hükümleri gereği icra memurunun takdirine göre haciz ve mal kaldırma işlemi gerçekleşmektedir. Bu bakımdan sanal ofis ve hazır ofis sözleşmelerinin şekle bağlı olmaması, adî yazılı şekilde düzenlenmesi durumunda ise bunun her zaman düzenlenmesinin mümkün olması dolayısıyla istihkak iddiasındaki ispat meselesi zora girmektedir.

2. Tebligat Sorunu    

            Sanal ofis ve hazır ofis sözleşmelerinde, müşteriler yasal adres olarak sağlayıcının adresini gösterebilmektedir. Bu durumda tebligatlar sağlayıcının adresine yapılmaktadır. Hazır ofis kullanıcısı müşterilerin bu tebligatları alabilmesinde sorun bulunmamaktadır. Ancak hazır ofis müşterisinin adreste bulunmaması ya da sanal ofis müşterine tebligat gelmesi durumunda tebligatın nasıl yapılacağı muammadır.

            Tebligat işlemi yapılacak kişinin adreste hazır bulunmaması durumunda tebliğ aynı yerdeki tebligat almaya yetkilendirilmiş personellerden birine, böyle bir kimse de yoksa tebligat yapılabilecek personellerden birine yapılmalıdır(TK m. 17). Yani Kanuna göre tebligat yapılacak kişiyle tebligat yapılan kişinin bağlı olması gerekmektedir[19]. Bu bakımdan sanal ve hazır ofis çalışanı sekreterin, müşteriler adına tebligat alması durumunda geçerli bir tebliğ işleminden bahsedilemez[20]. Zira bu personeller, ofis müşterisine bağlı çalışmamaktadır. Usulsüz tebligatın ise pek sakıncalı olduğu, zarar doğmasına sebebiyet vereceği ve hatta suç oluşturacağı, şüphesizdir. Öte yandan ofis müşterisinin kendisine gönderilen tebligatların alınması bakımından haklı bir beklentisinin olduğu, zira sağlayıcının adresini yasal adres olarak bildirdiği de, su götürmez bir gerçektir.


[1] EREN, sf. 218; KILIÇOĞLU, Ahmet Mithat: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2017, sf. 114; OKTAY, Saibe: İsimsiz Sözleşmelerin Geçerliliği, Yorumu ve Boşluklarının Tamamlanması, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, 55(1-2) sf. 263-296, sf. 263.

[2] EREN, sf. 219; AYDOĞDU / KAHVECİ, sf. 22; KILIÇOĞLU, sf. 114; ARAL, sf. 49; OKTAY, sf. 263.

[3] EREN, sf. 221; AYDOĞDU / KAHVECİ, sf. 23; KILIÇOĞLU, sf. 114; ARAL, sf. 52; YAVUZ / ACAR / ÖZEN, sf. 15; OKTAY, sf. 275.

[4] EREN, sf. 219; AYDOĞDU / KAHVECİ, sf. 37; KILIÇOĞLU, sf. 114; ARAL, sf. 52; YAVUZ / ACAR / ÖZEN, sf. 14; OKTAY, sf. 274.

[5] EREN, sf. 220; AYDOĞDU / KAHVECİ, sf. 38; ARAL, sf. 53; YAVUZ / ACAR / ÖZEN, sf. 14; OKTAY, sf. 274.

[6] EREN, sf. 220; AYDOĞDU / KAHVECİ, sf. 38; ARAL, sf. 53; YAVUZ / ACAR / ÖZEN, sf. 14; OKTAY, sf. 274.

[7] EREN, sf. 221; AYDOĞDU / KAHVECİ, sf. 39; ARAL, sf. 54; YAVUZ / ACAR / ÖZEN, sf. 14; Eklemli karma sözleşme tabirini incelenen kaynaklar arasında sadece Eren kullanmıştır. Ancak bu sözleşme tipinde birden fazla sözleşme aslî unsurunun iç içe geçtiği dikkate alınmalıdır; OKTAY, sf. 274.

[8] AYDOĞDU / KAHVECİ, sf. 39: “Örnekseme ve yaratma kuramına göre de, yasada düzenlenen özel sözleşmelere ilişki kurallar, karma sözleşmelere doğrudan doğruya değil, örnekseme yoluyla ve onların mahiyetleriyle bağdaştığı oranda uygulanmalı, hakkında hüküm bulunmayan hâllerde ise hâkim büsbütün orijinal kural yaratarak çözüm getirmelidir. Türk Hukukunda da bu kuram benimsenmektedir.”; ARAL, sf. 56: “Soğurma teorisine göre, karma sözleşmelerde, bu sözleşmelerde yer alan hâkim tipe (unsura) ait hükümler uygulanmalıdır; hâkim akit tipi, diğer unsurlar için öngörülen hukukî sonuçları kendi bünyesinde eritir. Bu görüş, kendisine yabancı yan edimler ihtiva eden akitlerde rahatlıkla uygulama alanı bulur. Bunun yanında, bu teori açıklığı ve sadeliği sebebiyle yargı içtihatlarında da kabul görmüştür.; soğurma teorisi için bknz. OKTAY, sf. 276.

[9] OKTAY, sf. 278 vd.

[10] GÜLEŞ, Bedia: Ofis Sözleşmeleri, Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 4(2) sf. 551-576, sf. 560-562; https://www.isbank.com.tr/blog/sanal-ofis-nedir-avantajlari-nelerdir E.T. 14.05.2023.

[11] GÜLEŞ, sf. 559; https://www.eofis.com.tr/blog/hazir-ofis-nedir  E.T. 14.05.2023.

[12] GÜLEŞ, sf. 556.

[13] Sanal ve hazır ofis sözleşmelerinin hukukî niteliğine ilişkin yargı kararları ise çelişkilidir. İstanbul BAM 17. HD. 16.02.2023T., 2023/118E., 2023/189K.: “17.01.2022 tarihli sözleşmenin şartlarını belirleyen 1. Genel Sözleşme başlıklı 1.1. Maddesinde, Sözleşmenin niteliği: Her bir Merkez. daima Bizim mülkiyetimizde ve idaremizde kalır. Bir sözleşmenin yer sağlamayla ilgili lehinize herhangi bir kiracılık hakkı, kiralanmış mülkten intifa hakkı ya da başka bir gayrimenkul mülkiyeti hakkı oluşturmayacağını kabul edersiniz.” hükmünün bulunduğu, sözleşme gereğince belirlenen bedel karşılığında davacının davalıya hazır ofis ile birlikte sekreterlik, çay, kahve, yazıcı, faks ve fotokopi gibi elektronik cihazların kullanım, elektrik, su, doğalgaz, internet aboneliği ve servis hizmetlerini vermeyi üstlendiği anlaşılmaktadır. Sözleşme hükümlerine göre; taraflar arasında kiracı-kiralayan ilişkisi bulunmadığı, HMK’ nin 4. maddesinin (a) bendinin uyuşmazlıkta uygulanmayacağı anlaşılmıştır. Ayrıca mahkemece tensiple karar verildiğinden davalının tacir olup olmadığı belli olmadığı gibi bu konuda bir araştırmada yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle; somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki sözleşmenin kira sözleşmesi olmadığı, hizmet sözleşmesi olduğu…”: www.lexpera.com.tr/ E.T. 14.05.2023; İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 28.04.2021T., 2020/715E., 2021/297K.: “Taraflar arasında 30/10/2019 tarihli “Elektronik Ofis Sözleşmesi” başlıklı sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme kapsamında davacı taraf, sanal veya hazır ofis bulundurmayı, bu ofisi davalı şirketin kullanımına hazır hale getirmeyi, davalının ofisi kullanması ve yararlanması için ona teslim etmeyi; bunun karşılığında ofisin kullanılması sebebiyle davacının davalı şirkete kullanma ve yararlanma bedelini ödemeyi üstlendikleri bir sözleşme akdedilmiştir. Esasen, sözleşmenin unsurlarına ve asli edimlere bakıldığında tipik bir kira akdi / ilişkisi olduğu açıktır. ”: www.lexpera.com.tr/ E.T. 14.05.2023.

[14] EREN, sf. 1279: “Bir sözleşmede ifanın taraflarca üçüncü kişiye yapılmasının kararlaştırılmasına, üçüncü kişi yararına sözleşme denir.” ; GÜLEŞ, sf. 557.

[15] EREN, sf. 1284: “Üçüncü kişinin, vaad edilen edimin ifasını talep yetkisine sahip olduğu sözleşmeye, tam üçüncü kişi yararına sözleşme denir.” ; GÜLEŞ, sf. 557; NOMER, Halûk Nami: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2015, sf. 415: “Şayet üçüncü kişi yararına sözleşme yapanların arzusu o yöndeyse veya örf ve âdete uygun düşüyorsa, taahhüt ettirenin yanı sıra üçüncü kişi veya halefleri de borcun ifasını borçludan isteyebilirler (TBK 129/11, c. 1; eBK 111/11), yani bu hallerde üçüncü kişinin de taahhüt edilen edimi talep hususunda bir alacak hakkı vardır (tam üçüncü kişi yararına sözleşme).”; Kanımca zaten ofis sağlayıcı ve personel, üçüncü kişiye hizmet konusunda anlaştığından ofis sözleşmeleri bakımından kural tam üçüncü kişi yararına sözleşmedir.

[16] EREN, sf. 1042: “Üçüncü kişi, borçlunun bilgi ve izni içinde maddî bir edimi ifa edebilir. Borçlunun yardımcısının üçüncü kişi olarak nitelendirilmesinde dikkatli olmak gerekir. Zira yardımcı kişi, bağımsız olarak değil, borçlunun denetim ve gözetimi altında, kendi adına değil, borçlu adına ifada bulunmaktadır.”; detaylı bilgi için bknz. NOMER, sf. 273: Borçlu kural olarak borcunu bizzat ifa etmek zorunda değildir. Bizzat ifa ancak alacaklının bundan menfaati varsa zorunludur; benzer görüş için bknz.: KILIÇOĞLU, sf. 706-707.

[17] EREN, sf. 230-231.

[18] KURU, Baki / ARSLAN, Ramazan /  YILMAZ, Ejder: İcra ve İflâs Hukuku, Ankara 2013, sf . 287 vd..

[19] YILMAZ, Ejder / ÇAĞLAR, Tacar: Tebligat Hukuku, Ankara 2013, sf. 323,326: Yargıtay 2. HD 09.07.2012T., 1416/19282 sayılı kararında tebligatı davalı adına alan şahsın davalının daimi memuru ve müstahdemi olmayan davalı ile aynı iş yerinde çalışan diğer işçi olduğu anlaşılmaktadır.  Bu sebeple davalıya yapılan tebligat usûle aykırıdır; Yargıtay 12. HD 18.01.2002T.,  22014/683 sayılı kararında ise işçi olmayan kişiye yapılan tebligat usûle aykırı sayılmıştır.

[20]Posta memurlarından, yazılı vekâletname bulunsa dahi sanal ofis personeline tebligat yapılmaması istemektedir: https://www.cottgroup.com/file/PTT_Sanal_Ofislere_Yapilan_Tebligatlar_Hakkinda.pdf  E.T. 14.05.2023.

Kategori: Uncategorized

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir